Blog


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbejdżan

Öperseniz beyefendi degilsinizdir,
Öpmezseniz adam degilsiniz.
Iltifat edersiniz yalan der
Etmezseniz birakir gider.
Her istegine evet derseniz karaktersiz olursunuz
Karsi çikarsaniz anlayissiz.
Çok yanina giderseniz sıkıldım der
Az giderseniz küser.
Iyi giyinirseniz çapkinsin der
Dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar.
Kıskanırsınız huyun kötü der
Kıskanmazsınız sevmiyorsun der.
Siz bir dakika geç kalin kiyamet kopar
Kendisi bir saat gecikirse bunda ne var.
Arkadasinizla bulusursunuz adi ihmal olur
O bulusur "Bizim kizlar" olur.
Siz baska kadina bakacak olsaniz gözleriniz oyulur
Baska bir adam ona baktığında adı hayranlık konur.
Konustugunuz anda dinlemenizi ister
Dinlediginiz anda "Neden konusmuyorsun?" der
Kisacasi...
Sade ama çok karışık.
Zayif gibi ama çok güçlü.…


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbejdżan

- Seni görüp de konuşamadığım soğuk otobüslerde, her gün gelmeni bekliyorum. Bugün nereden binecek diye merak ederek, her durakta insanların arasında seni arıyorum. Acaba hangi sevinçleri, hangi hüzünleri taşıyorsun yüreğinde, benim merak ettiğim kadar sen de merak ediyor musun beni ? Yoksa sadece denk geldiği için mi buluyor her seferin de gözlerin gözlerimi ? Belki de hiçbir zaman kesişmeyecek olan yolumuzu giderken uzak koltuklarda, yanımda olabilmeni diliyorum, yıldızlara bakarak.

Hep dilimin ucuna gelen ama bir türlü söylemeye fırsat bulamadığım şeyleri anlatamayacak kadar kısa bakışmalarımızı özlüyorum, senin olmadığın günlerde. Bir gün hiç beklemediğim bir yerden bindiğin için otobüse, boş bulunup gülümseyiverdim…


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbejdżan

- Sana kırgın olmak isterdim zaman zaman..

Sana kırgın olmayı hak edecek kadar hukukum olmasını!

Ve "unuttuğumu zannetme" diyemeyeceğim mesafelerde olmak isterdim sana..

Yani beni "unutma ihtimalinin" bile olamayacağı mesafelerde!

Bilirim seversin beni..

"Bilirim" sadece, çünkü öyle söylersin!..

Ama soluyamam...

Ama dokunamam...

Ama yaşayamam...

Bilirim seversin beni..

Odandaki lambanın açma anahtarına iliştirdiğin bir kartpostal gibi!..

Ben, güze bakan ağaçlar gibi meyvelerimi dökmeye başlamışsam dibime..

Ve bende "senin gibi" sevmeye başlamışsam artık..

Ve bende sana demeye başlamışsam: "Bende unutmadım seni!.."

Bir mevsimi tüketmiş demektir tarlalar..

Ekilmeden dikilmeden sulanmadan ve gübrelenmeden..

Halbuki kısır mevsimlere gebedir tüketilmiş her mevsim!

Yıllar, kenarda bekler; geceye doğru giden trenleri gözleyen çocuklar gibi..

Yollar, dürmededir artık kendini!

Ve hatıralar süpürülmededir hafızalarda; "artık" paylaşılmayanlara yer açılsın diye!..

Bilirim…


20.04.2011
Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbejdżan

- Vücudumun hiç bir yerinde hareket yok. İç dünyamda nasıl fırtınalar kopuyor. İsteklerimi nasıl engelliyorum bir bilsem. Dudaklarını takip ediyorum ama konuştuklarını işitmiyorum. Ara sıra ellerine gözüm kayıyor.
Korkuyorum bakışlarımı hissedeceksin diye yada artık beni sevmediğini bilen insanların bunu fark etmesinden.
Sen sevmiyorsun, ben ne yüzsüzüm hala içim titriyor.
Aramızda diğer arkadaşların birbiriyle aralarındaki mesafe kadar mesafe var. Ne uzak ne yakın ve içimden keşke diyorum; keşke eline dokunabilsem.
Biliyorum hep daha fazlasını isteyeceğim. Sonra dudaklarını isteyeceğim, boynuna sokulup seni ciğerlerim patlayana dek bir solukta koklamak. Nefesimi
bırakmak hiç aklıma gelmeyecek. Bir an kendimi çekip gözlerine kenetlenince, elim elinde, diğer
elim saçlarına gidecek o zaman. Şimdiki…


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbejdżan

- Bazen bir şarkıya dalar hüzünleniriz. Bazen eski bir anıya..
Bazen tatlı bir gülümseme gelir aklımıza bazen tatlı bir buse...
Hepsinde sevginin izleri vardır, geçmişte kalan ama hala yaşanan...
Şimdi herşeyi bir kenara bırakın! Ve geçmişte kalan tatlı bir anınızı düşünün.
Düşünün hadi..
Tamam..
Şimdi o anınıza geri dönün ve yine aynı şeyleri yaşamaya çalışın..
Mutlu oluyorsunuz, değil mi?
İşte bunun sebebi, içinizdeki o sevgi pınarıdır. Bazen geçmişte yaşanan acı olaylar gelir aklımıza. Düşünürüz! Acı ile dolar yüreğimiz. Ama yine de mutlu olmaya çalışırız. Çünkü yüreğimizde hala sevgi kıpırtıları vardır. İşte, bu sevgi yener geçmişte yaşadığımız acı izleri. Çoğu zaman haksızlıklarla karşılaşırız, kötülüklerle, yalanlarla, acılarla..
Ve bir an içimizdeki…


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbejdżan

- 1 - Sordum : Şu kalbimdeki boşluk nedir ? Dediler ki : Aşık oldunmu ya da çok sevdin mi ? Dedim : Hayır , o da ne oluyor , yenilir mi , içilir mi ? Dediler : Sen yanmışsın , vay senin haline.

Şaşırdım...

2- İşi gücü bırakıp aşık olmaya karar verdim. Sordum. Soruşturdum her kesime. Kiminden iyi , kiminden sitemli cevap aldım. Şimdi bir sevgili bulacaktım , ha Bismillah dedim.

Davrandım...

3- Biri erişti gözüme , meraklandım kendi kendime , ey Allahım bu nedir böyle diye.bir ışık vurdu içime , sıcak bir volkan seyrinde , ne yapmalı tanışmalı ,…


20.04.2011
Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbejdżan

- Ne yazılmalı ki silinip gitmesin, ne söylenmeli ki unutulup bitmesin.
Sessizlikle başlayan bir hikaye bu. Eğer başladığı gibi bitecekse sonu,
yaşanan her ne varsa sil, gitsin.Hayallerde gerçek gibi yaşarken seni,
umutlarda bitti bir zaman, sevgiler de.
Seni seviyorum çünkü ne zaman şiir okusam, mısralarından sen akıyorsun,
gözlerimden yaşlar süzülüp resmine damlıyor, sessizlik sararıyor içimde, susuyorum.

Tam buldum dediğin anda kaybetmek nedir bilir misin?
Atılmışlığı hissettiğin oldu mu?
Hayaliyle yaşamayı ezberledin mi?
Delicesine sevdiğin ama onun seni sevmediğini öğrendiğin o anı hiç yaşadın mı?
Onun eksik yanlarını bile sevebildin mi ?
Terkedilişe ilk defa görüyormuş gibi baktın mı?
Elvedasız ayrılıklar acıttı mı içini?
Göz kapaklarına inat, uyumadığın oldu mu gecelerce?
Sadece mum ışığının aydınlattığı…


18.04.2011
Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbejdżan

- Bir akşam vaktiydi. Dolunayın ipeksi çığlığı duyuldu önce. Sonra saçlarını gösretdi. Kaşları ve gözleri
ile yükseldi. Burnu ve elmacık kemikleri aynı anda çıktı ortaya sonra dudakları, çenesi, boynu göründü ve
birden yeryüzüne indi, dolunay ve kollarımı açtığımda sarıldı, "Seni Seviyorum" dedim, "bende" dedi,
"ama neden" dedi, "anlatmak kolay değil" dedim, "dinliyorum" dedi...
O uzun, incecik, narin parmaklarının avuçlarımların içinde ıslandığı için, bana hayatta asla tatmadığım
ne varsa veriyor ve dahasınıda vermeye hazır olduğunu bildiğim için, seni sadece sevmiyor, sana aşığım
dediğin için, çoplak sarılışlarında senin kollarında huzuru, zevki, aşkı, mutluluğu, güveni buluyorum diye
kulağıma fısıldadığın için, yumuşak dokunuşlarınla beni alıp götürdüğün için, başını göğsüme…


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbejdżan

- Serin bir sonbahar aksamı rüzgar tüm gücüyle esiyor ve ağaçları derinden titretiyordu gökyüzü ise içi içine sıgmayan küçük bir çocuk gibi homurdanıyordu dısarıda böyle bir tiyatro sahnelenirken sıcacık evinde pencere kenarında şiir yazmakta olan bir kız vardı dalmıştı gözü uzaklardaydı birşeyler geçiyordu karışık aklından derken göğsünde bir acı hissetti tarifini yapamadığı bir acı birkaç kez daha olmuştu bu ama aldırış etmedi devam etti şiirine ve bir hafta sonunda nihayete erecekti şiiri son dizesini yazıyordu işte ama birden bir ses duydu uzaklardan soğuk ama insanda merak uyandıracak bir ses "gel bana arzu ettiğin herşey özlem duydugun yasam burada bende gel…


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbejdżan

- Nankör dedi kendi kendine herkes nankörmüş meğer önce bunu daha sonra da acaba çok mu kötümserim diye düşündü yok yok o kötümser değildi gerçek olandı anlattığı ve söylediği bunları söylüyordu ama kendini kahrediyordu bu cümleler insanlar bu kadar kötü olamazdı halbuki rüyalarında ne kadar güzel bir dünya kurmuştu herkes mutlu herkes huzurlu ve herkes... ama öyle olmadı her zaman olduğu gibi söylenenle yapılan yada yapıldığı zannedilen yada kendiliğinden olan bir olmadı her zamanki gibi farklıydı işte onu kahreden şey asıl buydu başkalarının yapmadığı birşey için kendini suçluyor vazgeçiyor sonra dönüp tekrar suçluyordu bu aralıksız bütün boş vakitlerinde oluyordu ah…


Blog
Blogi są aktualizowane co 5 minut